Boşanma Davası Nerede Açılır?
Eşler boşanma kararı almasının ardından ayrı evlerde hatta ayrı şehirlerde yaşayabilmektedir. Bu durumda olan eşler, “boşanma davası nerede açılır?” sorusunu sorabilmektedir. Boşanma davalarının nerede açılacağı konusu yetkiye ilişkin bir konudur. Boşanma Davası Nerede Açılır? Boşanma davalarında genellikle kadın eş, boşanma aşamasında ortak konuttan ayrılarak kendi anne babasının evine dönmektedir. Müşterek konuttan ve dolayısıyla ikamet adresinden ayrılan eş, farklı şehre gittiğinde boşanma davasının nerede açılması gerektiği sorusu ile karşılaşılır. Türk Medeni Kanunu’na göre; Yetki Madde 168- “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir” Kanun maddesinden de …
Anlaşmalı Boşanmadan Vazgeçme ve İstinaf
Boşanma davaları anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma davası olarak sınıflandırılır. Anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup, şartları gerçekleştiği takdirde çok kısa sürede boşanmayı mümkün kılmaktadır. Öncelikle kısaca anlaşmalı boşanmanın şartlarından ardından anlaşmalı boşanma kararından vazgeçme ve anlaşmalı boşanma kararına itirazın yani istinafın mümkün olup olmadığına bakılacaktır. TMK 166/3. Maddesine göre anlaşmalı boşanmak için; Eşlerin evliliğinin en az 1 yıl sürmesi gerekmektedir. 1 yıldan kısa süren evlilikler çekişmeli boşanma davası kapsamında görülecektir. Eşlerin her ikisi anlaşmalı boşanma için başvuru yapabileceği gibi taraflardan yalnızca birinin dava açması ve diğer eşin bu davayı kabul etmesi yoluyla anlaşmalı boşanmak da mümkündür. Hakim tarafların …
Yurtdışındaki Boşanmanın Türkiye’de Tanınması ve Yeni KHK
Yurtdışında gerçekleşen boşanmaların Türk makamları nezdinde bir geçerliliği bulunmamaktadır. Yabancı mahkeme kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi için Tanıma/Tenfiz davası açmak gerekmektedir. Bazı vatandaşlar yurtdışında boşanmış olmasının Türkiye’de de geçerli olacağı düşüncesine kapılarak Türkiye’de dava açmamaktadır. Bu durum ise başta kendileri ve ölüm durumunda mirasçıları nezdinde hukuki ve maddi mağduriyetlere sebebiyet verebilir. Bu tür mağduriyetlerin önüne geçebilmek adına mutlaka tanıma tenfiz davası açılmalıdır. Tanıma; yabancı mahkeme tarafından verilen kararın Türkiye’deki makamlar nezdinde geçerli bir boşanma kararı etkisini göstermesi anlamına gelmektedir. Tenfiz ise; yabancı mahkemenin, boşanma kararı yanında velayet, nafaka, tazminat gibi boşanmanın ferileri hakkında da karar vermiş olması durumunda, bu kararların Türkiye’de …
Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davası
Aldatma sebebiyle boşanma davası, boşanma davalarında en çok rastlanan durumlardandır. Medeni Kanunumuz boşanma sebeplerini genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri olarak iki ana başlık altında toplamıştır. Bu yazımızda sadece özel bir boşanma sebebi olan ve Medeni Kanun’un 161. Maddesinde düzenlenen; zina sebebiyle boşanma davasına yer verilecektir. Bu konu ile ilgili Boşanma Davalarında Kusur Sayılan Haller Nelerdir? başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz. Aldatma (Zina) Sebebiyle Boşanma Davası Nasıl Açılır? Zina sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için; 1- Eşlerin zina fiilinin gerçekleştiği sırada evli olması gerekmektedir. Boşanma davası devam ederken tarafların birbirine olan sadakat yükümlülüğü de devam etmektedir. Taraflar ayrı yaşıyor olsa bile, …
Boşanma Davalarında Karşı Dava Nasıl Açılır?
Açılmış olan çekişmeli boşanma davasında davacı ve davalı eşin boşanmaya dayanak gösterdiği sebepler çoğu zaman birbirinden farklı olmaktadır. Davacı eş dava dilekçesinde boşanmak istemesinin sebebini, davalı aleyhine olacak şekilde belirttiği takdirde davalı eşin de dava dilekçesinde belirtilen sebeplerin geçerliliği bulunmadığını, kendisinin daha geçerli farklı sebepleri bulunduğunu öne süreceği yol karşı dava açmaktır. Davalı, sadece cevap dilekçesi verdiği takdirde dava dilekçesi ile sınırlı olarak kendisini savunacaktır. Ancak davalı eş, cevap dilekçesi ile karşı dava açtığı takdirde yeni iddialar da gündeme getirebilecektir. Karşı dava 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 132. Vd. Maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun karşı dava açmak için şartlar belirlemiştir. Karşı Dava …
Nafakanın Kaldırılması Davası ve Şartları
4721 Sayılı Medeni Kanunu’muza göre nafaka çeşitleri 4’e ayrılmaktadır. Bunlar; tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakasıdır. Halk arasında genel olarak bilinen nafaka yoksulluk nafakasıdır. Boşanma davalarında, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla geçimi için diğer taraftan süresiz olarak nafaka isteyebilir, bu nafakaya yoksulluk nafakası denir. Her ne kadar nafaka süresiz olarak verilmişse de bazı sebeplerin varlığı halinde nafaka kendiliğinden ya da hakim kararı ile kaldırılabilir. Bu yazımızda sadece nafakanın kaldırılması konusuna değinilmiş olup, nafaka ve nafaka çeşitleri hakkında detaylı bilgi almak için daha önceki yazımızı okuyabilirsiniz. Nafakanın Kendiliğinden Kalkacağı Durumlar Nafaka alacaklısının başka …
Boşanma Sonrası Kadının Beklemesi Gereken Süre (İddet Süresi)
İddet süresi ya da diğer adıyla bekleme süresi, boşanan kadının yeniden evlenebilmek için beklemesi gereken süre olarak tanımlanabilir. 4721 Sayılı Medeni Kanunu’muz boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 300 gün geçmedikçe kadının evlenmesine olanak tanımamıştır. Kadın boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 300 gün geçmedikçe evlenemez. İddet süresi sadece kadınlar için getirilmiştir. Erkeğin beklemesi gereken bir süre söz konusu değildir. iddet süresinin amacı bu sürede doğan çocuğun menfaatini korumaktır. Medeni Kanun md. 132: Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. -Doğurmakla süre biter. -Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması halinde veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hallerinde mahkeme …
Koruma Tedbirleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Koruma tedbirleri aile içi şiddet olaylarının önlenebilmesi amacıyla 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da düzenlenmiştir. Uzaklaştırma kararı bir koruma tedbiridir. Bu kanun şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması amacıyla 2012 yılında yürürlüğe girmiştir. “Tedbir kararı, ilgilinin talebi, Bakanlık veya kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine verilir. Tedbir kararları en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hâkiminden, mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir.” “Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz.” Koruma Tedbirleri Nelerdir? …
Boşanma Davasından Feragat
Boşanma davası, hukuki anlamda geçerlilik arz eden bir evlilik ilişkisinin aile mahkemesi tarafından sona erdirilmesidir. Boşanma davası çekişmeli ve anlaşmalı olmak üzere iki şekilde görülür. Çekişmeli boşanma davası açıldıktan sonra taraflar boşanmamak konusunda uzlaşıya vardıkları takdirde davacı taraf boşanma davasından feragat edebilir. Feragat Nedir? Bir kimse, DAVACI İSE, açmış olduğu davayı kendi arzusuyla sona erdirebilir. Feragat, ancak derdest bir davada söz konusu olur. Derdest dava, davanın başlamış olduğu tarihten, hükmün açıklandığı tarihe kadar olan süreçte bulunan dava demektir. Yalnızca özel hukukta var olan bu olanak, özel hukuk davalarının nasıl görüleceğini ve buna ilişkin şekil şartlarını vs. düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun …
Velayetin Değiştirilmesi Davası
Evlilik birliği sona erdikten sonra taraflar arasında uyuşmazlıkların çıktığı konulardan birisi de velayetin kimde kalacağıdır. Hakim velayete ilişkin karar verirken çocuğun üstün yararını gözetmek durumundadır. Velayet davası başka bir yazımızda ele alınmış olup, bu yazıda sadece velayetin değiştirilmesi konusuna değinilecektir. Velayete ilişkin karar hangi aşamada verilmiş olursa olsun kesin hüküm teşkil etmez. Boşanma davası kesinleşmiş olsa dahi bu davada verilen velayete ilişkin kararın değiştirilmesi her zaman istenebilir. Ancak velayetin değişikliğini gerektiren esaslı bir değişikliğin ortaya çıkması ve bu değişikliğin çocuğu olumsuz anlamda etkilemesi gerekmektedir. 8 Yaş ve Üstü Çocukların Velayeti Konusunda Emsal Karar Yargıtay İçtihatları Doğrultusunda Velayetin Değişikliğini Gerektiren Sebepler: …