Boşanma Davalarında Adli Yardım Talebi
Adli yardım talebi nedir? Boşanma davalarında adli yardım nasıl talep edilir? Adli yardım; maddi gücü yetersiz olan kişilerin, dava, icra takibi veya geçici hukuki korunma aşamasında, dava harç ve masrafların veya avukat vekalet ücretinin geçici olarak Devlet tarafından ödenmesidir. Adli yardımın en sık görüldüğü konuların başında boşanma davaları gelir. Adli yardım ikiye ayrılabilir: -İlk olarak maddi durumu elverişsiz olan ve avukat yardımı alabilecek maddi güce sahip olmayan kişiler bulundukları ilin barosu (Gaziantep Barosu gibi) çatısı altında bulunan Adli Yardım Merkezi’nden avukat talep edebilir. Merkez, kişinin hangi dava için adli yardıma ihtiyaç duyduğunu ve kişinin üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul olup …
Boşanma Davalarında Telefon Kaydı İstenir mi?
Tarafların evlilik birliği içerisinde birbirlerine karşı “sadakat yükümlülüğü” bulunmaktadır. Ancak boşanma davalarının bir kısmı aldatma sebebiyle açıldığı ve bu sebeple açılan davalarda telefon kayıtları önem taşıdığı için, boşanma davalarında telefon kayıtları istenir mi gibi sorular merak edilmektedir. Boşanma Davalarında Telefon Kaydı İstenir mi? Boşanma davalarında telefon kaydı sadece; kullanıcının ne kadar süre ile, hangi saatte ve hangi tarihte konuşulduğu bilgileriyle sınırlıdır. Gsm operatörleri kişilerin telefon görüşmelerini ses kaydına alamaz, çünkü TCK kapsamında “haberleşmenin gizliliğini ihlal” ile karşı karşıya kalır. Kişilerin telefon görüşmeleri içeriği ses kaydına alınmadığı için Gsm operatörü, mahkeme böyle bir talepte bulunsa dahi talebi reddedecektir. Dolayısıyla haberleşmenin içeriği …
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Terk, eşlerden birinin müşterek konuttan ayrılarak farklı bir yerde yaşamaya başlamasıdır. Evliliğin getirdiği yükümlülüklerden biri de birlikte yaşamaktır. Bu yükümlülüğe aykırı davranan eş kusurlu olup, Medeni Kanun md. 164’ e göre de bu durum boşanma sebebidir. Terk mutlak ve özel boşanma sebebidir. Yani terk olgusunun ve şartların gerçekleştiği ispatlanırsa hakim evlilik birliğinin taraflarca çekilmez hale gelip gelmediğini incelemeyecek ve boşanmaya karar verecektir. Madde 164- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim …
Boşanma Davası Nerede Açılır?
Eşler boşanma kararı almasının ardından ayrı evlerde hatta ayrı şehirlerde yaşayabilmektedir. Bu durumda olan eşler, “boşanma davası nerede açılır?” sorusunu sorabilmektedir. Boşanma davalarının nerede açılacağı konusu yetkiye ilişkin bir konudur. Boşanma Davası Nerede Açılır? Boşanma davalarında genellikle kadın eş, boşanma aşamasında ortak konuttan ayrılarak kendi anne babasının evine dönmektedir. Müşterek konuttan ve dolayısıyla ikamet adresinden ayrılan eş, farklı şehre gittiğinde boşanma davasının nerede açılması gerektiği sorusu ile karşılaşılır. Türk Medeni Kanunu’na göre; Yetki Madde 168- “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir” Kanun maddesinden de …
Anlaşmalı Boşanmadan Vazgeçme ve İstinaf
Boşanma davaları anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma davası olarak sınıflandırılır. Anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup, şartları gerçekleştiği takdirde çok kısa sürede boşanmayı mümkün kılmaktadır. Öncelikle kısaca anlaşmalı boşanmanın şartlarından ardından anlaşmalı boşanma kararından vazgeçme ve anlaşmalı boşanma kararına itirazın yani istinafın mümkün olup olmadığına bakılacaktır. TMK 166/3. Maddesine göre anlaşmalı boşanmak için; Eşlerin evliliğinin en az 1 yıl sürmesi gerekmektedir. 1 yıldan kısa süren evlilikler çekişmeli boşanma davası kapsamında görülecektir. Eşlerin her ikisi anlaşmalı boşanma için başvuru yapabileceği gibi taraflardan yalnızca birinin dava açması ve diğer eşin bu davayı kabul etmesi yoluyla anlaşmalı boşanmak da mümkündür. Hakim tarafların …
Yurtdışındaki Boşanmanın Türkiye’de Tanınması ve Yeni KHK
Yurtdışında gerçekleşen boşanmaların Türk makamları nezdinde bir geçerliliği bulunmamaktadır. Yabancı mahkeme kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi için Tanıma/Tenfiz davası açmak gerekmektedir. Bazı vatandaşlar yurtdışında boşanmış olmasının Türkiye’de de geçerli olacağı düşüncesine kapılarak Türkiye’de dava açmamaktadır. Bu durum ise başta kendileri ve ölüm durumunda mirasçıları nezdinde hukuki ve maddi mağduriyetlere sebebiyet verebilir. Bu tür mağduriyetlerin önüne geçebilmek adına mutlaka tanıma tenfiz davası açılmalıdır. Tanıma; yabancı mahkeme tarafından verilen kararın Türkiye’deki makamlar nezdinde geçerli bir boşanma kararı etkisini göstermesi anlamına gelmektedir. Tenfiz ise; yabancı mahkemenin, boşanma kararı yanında velayet, nafaka, tazminat gibi boşanmanın ferileri hakkında da karar vermiş olması durumunda, bu kararların Türkiye’de …
Boşanma Sonrası Kadının Beklemesi Gereken Süre (İddet Süresi)
İddet süresi ya da diğer adıyla bekleme süresi, boşanan kadının yeniden evlenebilmek için beklemesi gereken süre olarak tanımlanabilir. 4721 Sayılı Medeni Kanunu’muz boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 300 gün geçmedikçe kadının evlenmesine olanak tanımamıştır. Kadın boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 300 gün geçmedikçe evlenemez. İddet süresi sadece kadınlar için getirilmiştir. Erkeğin beklemesi gereken bir süre söz konusu değildir. iddet süresinin amacı bu sürede doğan çocuğun menfaatini korumaktır. Medeni Kanun md. 132: Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. -Doğurmakla süre biter. -Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması halinde veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hallerinde mahkeme …
Koruma Tedbirleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Koruma tedbirleri aile içi şiddet olaylarının önlenebilmesi amacıyla 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da düzenlenmiştir. Uzaklaştırma kararı bir koruma tedbiridir. Bu kanun şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması amacıyla 2012 yılında yürürlüğe girmiştir. “Tedbir kararı, ilgilinin talebi, Bakanlık veya kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine verilir. Tedbir kararları en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hâkiminden, mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir.” “Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz.” Koruma Tedbirleri Nelerdir? …
Velayetin Değiştirilmesi Davası
Evlilik birliği sona erdikten sonra taraflar arasında uyuşmazlıkların çıktığı konulardan birisi de velayetin kimde kalacağıdır. Hakim velayete ilişkin karar verirken çocuğun üstün yararını gözetmek durumundadır. Velayet davası başka bir yazımızda ele alınmış olup, bu yazıda sadece velayetin değiştirilmesi konusuna değinilecektir. Velayete ilişkin karar hangi aşamada verilmiş olursa olsun kesin hüküm teşkil etmez. Boşanma davası kesinleşmiş olsa dahi bu davada verilen velayete ilişkin kararın değiştirilmesi her zaman istenebilir. Ancak velayetin değişikliğini gerektiren esaslı bir değişikliğin ortaya çıkması ve bu değişikliğin çocuğu olumsuz anlamda etkilemesi gerekmektedir. 8 Yaş ve Üstü Çocukların Velayeti Konusunda Emsal Karar Yargıtay İçtihatları Doğrultusunda Velayetin Değişikliğini Gerektiren Sebepler: …
Ziynet Eşyalarının İadesi Davası
Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, düğünde kadına ve erkeğe takılan altınlar ve nakit para kadının kişisel malı sayılır ve kadına aittir. Erkeğin bu malvarlığı üzerinde bir hakkı bulunmamaktadır. Ziynet eşyasının kim tarafından takıldığının bir önemi yoktur. Yani ister erkeğin ailesi, isterse de akrabaları tarafından takılan altınlar kadına aittir. Ancak erkeğe takılan altınlarda durum farklıdır. Bu konuda Düğünde Takılan Altınlar (Ziynet) Kime Aittir? başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz. Ziynet Eşyasının İadesi Davasında İspat Yükü Kimdedir? Yargıtay hayatın olağan akışına göre, kadının müşterek evden ayrıldığı sırada altınları da alabileceğini, altınların taşınabilen ve maddi değeri yüksek malvarlığı olduğundan bahisle beraberinde götüreceğini kabul etmektedir. Dolayısıyla açılan …